Ecem Dilan Köse ile Dijital Sanat Üzerine - STH Team
 

Ecem Dilan Köse ile Dijital Sanat Üzerine

Dijital sanatçı Ecem Dilan Köse iç dünyasını ve fikirlerini alışılmışın dışında sanatına yansıtıyor. Tutkusunu dijital araçlar kullanarak açığa vuruyor.

“Bizler farazi kurulan dünyaların ilk yapı taşlarını oluşturuyoruz. Belki insanlığı birleştirecek olan ağaçlar, mantarlar gibi görünmez iletişim ağlarıyla bir ütopya kuruyoruz.”

Söyleşi: Martı Zeyrek

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine

Merhabalar, sizi yakından tanıyabilir miyiz? Kaç yıldır dijital sanat alanında çalışıyorsunuz?

Aslında o kadar organik bir süreçti ki kendiliğinden bu noktaya geldi. Yaşamımın her alanındaki meraklarım, tutkularım, yapmaktan keyif aldığım her şey birleşti ve şimdi dijital araçlar kullanarak üretim yapan bir sanatçı oldum. 2013 yılında Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümünden mezun oldum. Mimari disiplinin üretim metotlarına katkısı çok büyük. Teknolojiye olan ilgim, lise yıllarında aldığım kodlama eğitimi, uzun yıllar dans etmiş olmak hepsi bu alanda birleşti. Üç boyutlu düşünme becerisi, bilgisayar ile ilişkim, görsellerin ses ile olan ilişkisi bunlar şu an birlikte çalışıyorlar. Sadece dijital işler yapmıyorum pek tabii yaptığım eserleri başka medyumlarda da deniyorum. Dijital üretimler bu denemelerim için oldukça hızlandırıyor beni.

Siz bu alanda kendinizi ifade etmeye nasıl karar verdiniz? Sizi etkileyen sanatçılar oldu mu, aileniz, arkadaş çevreniz destekledi mi?

Ailemin anlattıklarına göre alternatif iletişim kurma yolları arayışım hep varmış. Aileme çeşitli sanat dallarına dair eğitim almak için de rica edermişim. Sanırım bazı şeyler iç güdüsel gelişmiş. Ailemin ve arkadaşlarımın desteği her zaman oldu ama ağırlıklı olduğunu söyleyemem. Çünkü o zamanlar çevremdeki güzel insanlar tek bir alanda uzmanlaşmam gerektiğine dair öğütler verirlerdi, dinlemezdim. Her şeyi denemek istiyordum. Şu an o deneme ve arayışların büyük faydasını görüyorum. Kendi motivasyonum kendi içimdeydi. Neden vardı, nasıl vardı bilmiyorum, başka bir yol olamaz gibiydi. İnat gibi de düşünmeyin üretme isteği içinizde varsa oraya çekilirsiniz.
İşler ciddileşmeye başladığında asıl ailemin ve arkadaşlarımın özellikle müthiş yaratıcı kız kardeşim İpek Köse’nin desteği büyük önem kazandı. Hatta son zamanlarda her ihtiyacım olduğunda yanımda olmalarından dolayı büyük mutluluk duyuyorum. İnsan bazen düşüşler yaşar ya… Üretim içindeyken de böyle zamanlara girebiliyorsunuz. Yakın çevrem beni artık çok iyi tanıyor ve ben bile fark etmeden yetenekli yaratıcı dostlarım Enes Kurtuluş, Lalin Akalan Gökçe ve Onur Cabi ihtiyacım olduğunda sakince benimle oluyorlar.

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine

Dijital sanatın geleneksel sanattan farkı sadece teknoloji kullanımı mı? Araçların değişimi içerik veya mesajlarda da değişikliklere yol açtı mı?

Bence bu tamamen sanatçıya bağlı. Kimi sadece teknoloji kullanımının harikalığında bir estetik arayışında oluyor, kimi aynı zamanda bu dünyaya dair güncel konuları işliyor. Ben metot-kavram ilişkisine önem veriyorum. Teknolojiyi kendi sorgulamalarımla harmanlamaya çalışıyorum. Her yerde her zaman anlatmaya çalıştığım bir şey var dijital dünya ve organik dünyanın birlikteliğinin ne kadar önemli olduğu; hem gelecek için hem insanlık için, ruhlarımız, zihinlerimiz, bedenlerimiz ve kolektif bilincimiz için bu birlikteliğin önemini vurguluyorum. Bunu yaparken de kendimce bir dil oluşturdum ve kavramlarımı metotlar üzerinden soyutluyorum. Dijital dünyayı temsil eden görsellerimin tamamını kodlarla üretirken organik dünyayı temsil eden imgelerimi başka metotlardan üretiyorum.
Yine de şunu söyleyebilirim ki; zaman geçtikçe değişen ve yenilenen teknolojiler sanatın deneyimlenme biçimlerini etkiliyor. O zaman bu deneyim şekilleri de üretimi etkiliyor. Örneğin NFT pazaryerlerinde eserle karşılaşmanız bir ekranda ve binlerce eserin arasında olması önemli bir kriter. Bu sanatçıların eserlerini döngüsel üretmeye, kısa ve çarpıcı imgelerle üretmeye itti. Sanatçı kendi içinde bulunduğu zamanın fotoğrafını çeker; o zaman yeni imgeler, mesajlar da haliyle işlenmeye başlar.

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine-nft

İlham kaynaklarınız neler? Bir eser fikrini ilk aklınıza düşüren kıvılcım ne oluyor?

Benim kendimce bir arayışım var hep zaten. Yaşamın özü nedir? İnsan olmak nasıl bir şeydir? Gelecekte insan olmak nasıl olacak? Nasıl olmalı? Aradığım bu öz ne ise o gelecekte en iyi haline nasıl kavuşur? Kafamda dönüp duran bu sorular içerisinde günlük hayatta ayrıca kafama takılan şeyler de oluyor. Mesela Unesco’nun koruma altına aldığı dünyanın en güzel gün doğumunun olduğu Nemrut Dağı terasında bir yerleştirme yaptım. Orada tüm bu soruların yanında 12.000 yıllık kralların yanına giderken düşündüklerimi de kavramsal sorgulamamın yanına ekledim. Spine (Omurga) isimli bir eser çıktı ortaya. Günümüz insanının omurgası. Teknoloji ile değişen, belki bozulan belki yer yer yeniden yapılanan bir omurga bu ve orada krallarla bilgi alışverişi yaptığını düşündüm.

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine-ilham-kaynagi
Arkeolojik kalıntılara ev sahipliği yapmış muhteşem bir tarih barındıran Kommagene batı ve doğu uygarlığının köprüsü…
Eski zaman insanları ve günümüz insanı arasında bir buluşma yeri.
Hayali bir uygarlık, belki hayali değil yeni insanın uygarlığı.
Günümüz insanının uygarlığı. Onu taşıyan bir öz olarak omurga.
Yeni çağın etkileriyle değişmiş, dönüşmüş, bazen bozulmuş, bazen yeniden örülmüş bir omurga. Tarihi bilgi aktarımı ve görkemli bir sohbet.
Kendi tarihini bir gün doğumunda, tarihin bir gün doğumunda yazılmaya başlandığı kutsal topraklarda Antiochus’a anlatmak için, paylaşmak için, geçmişten öğüt almak için orada.
Teknoloji ve bilim alanında gelişen yeni insan krallara ne anlatıyor. Onlardan ne dinliyor?
Tarihin bir gün doğumuyla başladığı, sohbetin gün batımıyla sonlandığı terasta insanın özü, uygarlıklar, modern insan birlikte değerlendiriliyor.
Bu kendi arayışımla mekan arasında çıkan bir kıvılcım oldu.

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine

İnsanın doğa içindeki yeri ve doğa karşısındaki konumuna değinen eserleriniz var. Bu alandaki görüşleriniz neler?

Her zaman şunu düşünüyorum: Etten kemikten yapılmışım. İçimde gün gün değişen duygular var. Hepsi bu. Gökyüzü var, dağlar var muhteşem gün batımları var. Bu kadar. Dünya üzerinde var olmak bu kadar. Zihnim bazen bu kadar yalın ve muhteşem güzelliği sanki sindiremiyor gibi oluyor. O zaman eserlerimde bunu işliyorum. Biz doğanın parçasıyız diyorum. Entellektüel olarak geliştikçe, modernleşmiş insanlığın arasında yaşarken varoluşumuz doğanın karşısında duramaz. Aslında bu kadar yalın. Bu sebeple teknoloji doğadan kopuk olamaz, insandan kopuk ilerleyemez.

Dijital dönüşüm çağında sizin gibi sanatçıların yorumları ve katkıları neler oluyor?

Bizler farazi kurulan dünyaların ilk yapı taşlarını oluşturuyoruz. Belki insanlığı birleştirecek olan belki ağaçlar, mantarlar gibi görünmez iletişim ağlarıyla birliğimizi pekiştirecek bir ütopya kuruyoruz. Hayal gücü bu noktada büyük önem kazanıyor. Hepimizin hayal gücüyle nereye gideceğine dair yön veriyoruz. Kritik bir konu. Yeni kurulan, yeni doğan çağın yönünü, yaptığımız her şey, söylediğimiz her söz ve ettiğimiz her niyetle şekillendiriyoruz.

ecem-dilan-kose-ile-dijital-sanat-uzerine-sanatci-yorumlarinin-katkilari

Eserleriniz nasıl karşılık buluyor, kimler ilgileniyor, kimlere ulaşıyor?

Eserlerim en çok fiziksel olarak deneyimlenen insanların yüzlerindeki ifadelerde karşılık buluyor. Benim en büyük tatminim bu. Vermek istediğim huzura yakın bir his var, bu his çoğu zaman kendimde de ulaşmaya çalıştığım bir his. Sessizce eserin içine girmiş bir alımlayıcıda bunu görmek paha biçilemez. Koleksiyonerlerim de genellikle bu naifliği gören insanlardan oluşuyor. Evlerinde, iş yerlerinde eserlerimle sakinleştiklerini söylüyorlar, bu çok hoşuma gidiyor. Öyle şanslıyım ki yükselmekte olan kariyerimin başından beri takip eden ve bana güvenen koleksiyonerlerim var ve her güzel başarımdan sonra onlardan harika mesajlar alıyorum. Bana güvenen, destek olan, sevgiden yapılmış bir dünya oluşturan herkese çok teşekkür ederim. Çoğunlukla birebir benimle iletişim kuruyorlar instagram, mail veya telefon yoluyla ve sevdikleri eserlerimi sahipleniyorlar.

2023 hedefleriniz neler?

2023 de 2022 gibi bir hayli yoğun gözüküyor. Bu sene diğer senelerden farklı yeni projelerim var. Geliştirdiğimiz oldukça kapsamlı teknolojiler var. Sene içerisinde bunu deneyimleyeceğiz diye düşünüyorum. Yine de alkış devam ediyor ve bambaşka şeyler olabilir. Sene benim için Eylül ayında başlıyor ve şimdiden Brandweek’te Meta’nın açılışını analog eski bir daktiloyu bilgisayarıma bağlayarak görsel ürettiğim interaktif aktüel bir performans ile başlattım.

STH Bülten okuyucularıyla paylaşmak, eklemek istediğiniz farklı bir konu var mı?

STH ailesiyle tanışmış olduğum için mutluyum. Sevgiler.

Biz de sizinle söyleşi yaptığımız için mutluyuz. Teşekkür ederiz.